KORONAVİRÜSTEN DEĞİL, CEHALETTEN ÖLECEĞİZ

17.03.2020 Salı

Nereden geldiğini ve nasıl kurtulacağımızı bilmediğimiz bir korku filminin içine düştük. Gerçekten dehşet verici çünkü sonu ölüm, hem de boğularak. Peki biz tüm bu küresel kaos ve korkunun tam olarak neresindeyiz?

Küçümsemek ya da durumu basitleştirmek istemiyorum ama 18 ay içerisinde 50-100 milyon arası insanın ölümüne sebep olan İspanyol Gribi gibi ya da Avrupa’nın üçte birini yok ederek 200 yılda ancak yok olmaktan kurtulabilen insanların yaşadığı veba salgını kadar tehlikeli değil bu hastalık. Ancak tehlikeli hale getirmemek de yine insanların elinde.

İster siyasi, ister ekonomik, ister biyolojik savaş olsun; insanlar ölüyor. İnsanoğlu acımasızlığını, merhametsizliğini ve bencilliğini sonuna kadar kullanarak yok etme sanatını çok iyi icra ediyor. İşte bu noktada biz geride kalanlara, kendimiz ve insanlığın selameti için çok daha bilinçli olmak düşüyor.

Bırakın bu delikanlı ayaklarını. Boğularak kendi ölümünüzü yaşarken bu kadar delikanlı olamayacaksınız. En sevdiklerinizi bu korkunç sonu yaşarken izlediğinizde de.

Cemaate katılmayın, evden çıkmayın diyen otoriteye rağmen kime neyi ispatlıyorsunuz? Ölüm tehlikesine rağmen camiye gidip namaz kılınca daha müslüman, daha cennetlik mi oluyorsunuz? Artı sevap puanı mı yükleniyor amel defterinize, diğer insanları tehlikeye atarken? İki yetimi doyurmak varken onlarca para verip tatile gider gibi umreye giden (yurtdışına çıkılmasın uyarısına rağmen), dönünce de bir sürü insan evladının yaşamak zorunda kaldığı devlet yurdunu ahıra benzetip beğenmeyen ve oradan kaçmaya çalışan ultra müslimler, devlet kanununa baş kaldırmanıza, milyonlarca insanı riske atmanıza rağmen hala sınavda birinci geleceğinize mi inanıyorsunuz? Villada yaşayınca ya da bir ada satın alınca her şeyden kurtulacağınızı mı düşünüyorsunuz? Gerçekten tek zeki sizsiniz değil mi?

Kişisel temizliğe özen gösterin, toplu yerlerden mecbur olmadıkça uzak durun diye bas bas bağıran devlet bakanına rağmen, ulu orta sümkürüp balgam atan, burun karıştırıp sonra bir güzel kapı kollarını sıvazlayan, hala daha çoluk çocuk alışveriş merkezlerini dolduran, fındık kadar beyinle komik olduğunu zannedip hala daha geyik muhabbeti yapan bunca cahil arasında biz gerçekten çok büyük bir ölüm kalım savaşı veriyoruz farkında mısınız?

Kendinize gelin artık. Bilinçlenin, çalışmak ya da ekstra durum mecburiyetiniz olmadığı sürece oturun evinizde. Belki sadece 1 ay mücadele edeceğiz ama binlerce kişinin hayatta kalmasını sağlayacağız. Tüm cahillere ve özgüvenine hayran olduğum bu insanlara rağmen bunun üstesinden gelebiliriz.

Lütfen hastalığa asla yakalanmayacakmış gibi değil, hastalığa yakalanmış ama kimseye bulaştırmamaya çalışıyormuş gibi hareket edelim. Oyunu kuralına göre oynarsak, bunu kazanabiliriz.