SusurlukBalıkesir'in bir ilçesidir. Susurluk ilçesi Balıkesir iline bağlı bir ilçe olup, ilin kuzey doğusunda yer almaktadır. İlçenin doğusunda Bursa'ın Mustafakemalpaşa ilçesi, kuzeyinde yine Bursa'nın Karacabey ve Balıkesir'in Bandırma ilçeleri, batısında Manyas, güney ve güney doğusunda Kepsut ilçesi yer almaktadır. Ayranı ve tostu ile bilinir. 

Tarihçesi
 

İlçemiz Susurluk’la ilgili ilk bilgiler hicri 1050, miladi ise 1640 yıllarına dayanmaktadır.

Susurluk adı şimdiki bulunduğu yerin sulak olması ve bol miktarda su sığırı yetiştirildiği için Susığırlığı diye bilinmektedir. Burası Karesi beyi olan İnebey vakfına ait iken İnebey’in torunları tarafından çiftlik haline getirilmiştir. Hacı Hatip oğullarının buraya yerleşmesiyle burası köy haline gelmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra Türkiye’ye göç eden Bulgar, Kafkas Türkleri ve Türkmen ailelerin yerleştiği bir yer haline gelmiştir.

Çiftlik halindeyken, Bursa ve İstanbul gelip geçenlerin dinlenmesi amacıyla Yeniçeri Ocak elemanlarından Mustafa Çelebi tarafından bir Kervansaray’la ve Mescit yaptırılmış uzun yıllar Susurluk’a uğrayan yolcuların durak ve dinlenme yeri olmuştur.

Susurluk köy olduğu halde bulunduğu yerin öneminden dolayı 19. Y. Yıl ortalarında buraya Pazar kuruluşuna izin verilmiştir.

1892 yıllarında susurluk nahiye haline getirilmiştir. 34 yıl sonra 1926 yılında ise hane sayısının 1100 olması sebebiyle kaza teşkilatı kurulmuştur.

Susurluk’un bulunduğu bölge M.Ö. insan yerleşmelerine de sahne olmuştur. İlçe Mizyalılar, Frigyalılar, Lidyalılar , İranlılar, Romalılar ve Bizanslılar yönetiminde de uzun yıllar kalmıştır.

Çevrede yapılan kaçak kazılar konusunda özellikle Frig ve Lidyalılara ait çok sayı da eser bulunduğu rivayet edilmektedir.

İlçemiz Kurtıuluş Savaşı sırasında milli mücadeleye karşı çıkan Aznavur Ahmet ve Çerkez Ethem ile Milli kuvvetler arasında sert çatışmalar olmuş ve bu çatışmalar milli kuvvetlerin zaferiyle sonuçlanmıştır.

Kurtuluş savaşı sırasında yunan işgaline uğrayan şirin ilçemiz 5 Eylül 1922 günü düşman işgalinden kurtulmuştur. İlçemiz de her yıl 5 Eylül günü çeşitli etkinliklerle kurtuluş şenlikleri yapılmaktadır.

İlçemiz günümüzdeki İzmir İstanbul arası önemli dinlenme noktalarından biri olma özelliğini korumaktadır.

İlçemiz tarihi ile ilgili daha ayrıntılı bilgi sahip olabilmek için ilçemiz çevresinde arkeologlar tarafından kazılar yapılarak daha detaylı bilgilere sahip olunabilecektir.

Coğrafya
 

Susurluk ilçesi deniz seviyesinden ortalama olarak 63 m yüksekliktedir. Fazla yüksek olmayan engebeli arazilerden oluşan ilçe toprakları, ilin kuzey doğusunda yer almaktadır.Doğu kesimini Çataldağ’ın batı uzantıları, batı kesimlerini Sularya dağlarının uzantısı olan Keltepe engebelendirir. Dağlık alanlar ormanlarla kaplıdır. 

İlçenin en önemli akarsularının başında Susurluk (Simav) çayı gelmektedir. Simav çayı Kütahya ilimizin İç batı Anadoluda ki tektonik çöküntü alanlarını kuşatan dağlardan inen suların birleşmesiyle oluşur. Çay Sındırgı-Bigadiç dolaylarında keskin bir dirsek yaparak Balıkesir ili sınırlarına girer. Güney_kuzey yönlü akışa sahip olan Simav çayı Susurluk çayı adını almaktadır. Çay Susurluk çevresinin sularını toplayarak, İlçeyi ikiye bölüp Marmara denizine doğru gider. Daha sonra Manya Gölünün gideğeni olan Karadere”yi batıdan, Uluabat gölünün gideğeni olan Kirmasti suyunu ve daha sonra Nilüfer çayını da alarak Karacabey boğazından Marmara Denizine dökülür. Diğer önemli akarsuları ise; Hatap deresi (Reşadiye köyü yakınlarından doğar ve Susurluk çayına karışır), Karadere (Manyas gölünün fazla sularını boşaltan gideğeni), Göbel Deresi (Söve köyü yakınlarından doğar), Ömerköy Deresi (Yeniköy yakınlarından doğarak Hatap Deresine karışır), Çaylak deresi (Gürece köyü yakınlarından doğarak Susurluk Çayına katılır. Yemyeşil vadesiyle ünlü mesire yeridir. 

Susurluk çayı ilçeyi adeta iki parçalı şehir haline getirmiştir. Karşıyaka ile ilçeyi ayırmıştır. 

İlçe sınırlarında göl yoktur. Ancak Söve köyü sınırları içinde küçük çaplı sulama göleti yer almaktadır. Ayrıca Çataldağ da yapımı süren içme suyu göleti de sayılabilir. 

İlçede fazla yüksek dağlar bulunmamaktadır. Batısında yeralan Keltepe (881m) ve doğusunda yer alan Çataldağ (1313m) en önemli yükseltilerdir. Ayrıca İlçenin merkezinin kurulu olduğu Susurluk havzası diğer önemli yeryüzü şekilleridir. 

İlçe arazilerinin çoğunluğunu arızalı orman arazileri teşkil etmektedir. Topraklar kahverengi orman toprağıdır. Ayrıca, arızalı arazilerin bir miktarını teşkil eden litzolik toprakların bulunduğu eğimli yerlerde erozyon çok fazladır. Toprak kalınlığı 2cm kadardır. Topraklar bol miktarda kireçlidir. Ayrıca akarsu kenarlarındaki alanlarda alüviyal topraklar 

Ekonomi
 

Susurluk, ayranı ile meşhurdur. İlçe sınırlarında, Bursa-İzmir karayolunda olması sebebiyle, pek çok dinlenme tesisi bulunur. Dinlenme tesisleri ve beraberindeki fabrika satış mağazaları ilçe ekonomisine ve istihdama çok büyük katkılar sağlamaktadır.

İlçe topraklarının engebeli yapısı hayvancılıkta yol alınmasına neden olmuştur. İlçe ekonomisi büyük oranda küçük ve büyük baş hayvancılığa ve ondan elde edilenlerin işlenmesine dayanır. Yörsan Süt ve Süt Ürünleri Fabrikası ile Susurluk Şeker Fabrikası ilçe merkezinde bulunur. İlçe köylerinde ise Assan Aş ve Fide Aş Konserve Fabrikaları, Ümiteli Köyünde Ahi Güven ve Uçar Donmuş Gıda Fabrikaları ile Askon Meyve Suyu Fabrikası bulunmaktadır. Dört Mevsim Et Aş Entegre Tesisi, Türkiye'nin en önemli hijyenik et ve et ürünleri üretim tesisleri arasında bulunmaktadır.

İlçede tarımsal ekonominin şah damarı hayvancılıktır. Tümü saf ırk olan 30.000 büyükbaş hayvan, bunun yanında 30.000 küçükbaş damızlık hayvan bulunmaktadır. Bu nedenlerle hayvancılık ve hayvan beslemeye yönelik yem bitkileri ekilişleri ilçenin en önemli ekonomik kaynağını oluşturmaktadır.

İlçede Tarım faaliyetleri, oldukça çeşitli ve yoğundur. En önemli Tarım ürünleri; Şekerpancarı, Domates, Biber, Ayçiçeği, Buğday ve diğer tarım ürünleridir. İlçe sanayisi de; potansiyelimiz olan Tarım ürünlerimize dayalı olarak çalışmaktadır. İlçemizde bolca, Salça ve Konserve, hazır yemek ve dondurulmuş gıda, konsantre fabrikaları bulunmaktadır.

İlçede aynı zamanda, meyveciliği geliştirme projesi kapsamında, meyve üretimi de teşvik edilmekte, İlçe Tarım Müdürlüğü ve S.S. Susurluk ve Köyleri Yaş Sebze Meyve Yetiştiricilikleri Kooperatifi fidan desteği sağlamakta, Seracılık faaliyetleri de yaygınlaşmaktadır.

Tarım arazilerinin % 92'si tarım arazisi, %6'sı Sebze - Meyve alanı, %0,5'i Bağlık arazi, geriye kalan %1,5'i nadas alanı olarak kullanılmaktadır.

Meşhur Susurluk Ayranının Tarihçesi
 

1960 yılında Susurluk ilçesinden geçen kara yolu, ilçenin çehresini değiştirmeye başlamıştı. O yıllarda kara yolunun şifresini çözen Şükrü Bey, Susurluk’un bir kilometre dışında tren istasyonunun yanında eşiyle birlikte yaşıyordu.Yoldan gelip geçenlerden para kazanmak ilk onun aklına geldi. Yolun kenarına kurduğu derme çatma kulübesinde yolculara manda yoğurdundan yaptığı köpük ayranı satmaya başladı. Şükrü Bey’in ayranı seçmesinin tesadüf olmadığı, yörede anlatılan bir hikayeye dayanıyordu.

Bu hikayeye göre; Roma uygarlığı döneminde yerleşim yeri olan Susurluk, Karesi Beyliği ve Osmanlı Döneminde Fırt (Susırlığı) olarak biliniyordu. Bölgenin sulak ve bataklık olması, yöre hayvanlarının doğada beslenmesi ve dağlarda kekiğin bol olması hayvanların sütünü lezzetli duruma getiriyordu.  Osmanlı Padişahlarından Fatih Sultan Mehmet Han’ın yaptığı gezilerde güzergah olarak kullandığı Fırt-ma Şamı Bölgesi olan Fırt (Susığırlığı) dan geçişi sırasında, o zaman sulak ve bataklık yer olduğundan atı ile seyahati sırasında burayı gören sağ kolu olan “Zağanos Paşa ya” burada “Susığırı” yetiştir, tam ona göre arazi diyerek ilave eder.“buranın sütü çok kaliteli ve lezzetli olur, sütünden yoğurt, yoğurttan ayran yapar, bana da bir tas ayran ikram edersiniz! … diyerek “Susığırı” yetiştiriciliği için Zağnos Paşaya emir verir. Adını bu vesile ile “Susırlık” iken şimdiki adıyla “Susurluk” olarak değiştiren ilçemizde; Zağnos Paşa hayvancılığı geliştirmiş ve hizmetkarların başı olan “Ayşebacı’ya Hünkar'a yoğurttan ayran yapıp ikram etmesini emretmiş. Fatih Sultan Mehmet bundan sonraki ilk seferinde Susurluktan geçerken , kendisine bir tasta üzerine saman serpiştirilmiş ayranı süzerek içmeye çalışırken Ayşebacı'ya sorar; "Ayran soğuk ve çok güzel olmuş lakin, üzerindeki bu saman neyin nesi?" Ayşebacı utanarak cevap verir;" Devleti Hünkarım size verdiğim ayranı hızlı içip üşütüp hasta olmayasınız diye ayranın içerisinde saman attım ki süzdürerek içesiniz" dedi. Bu davranış Fatih Sultan Mehmet Han’ın pek hoşuna gitti.  !...

Yüce Padişah Fatih Sultan Mehmet Han'ın emriyle gerçekleşen kaliteli ayran mirasına sahip çıkılmış ve bu güne kadar “ Ayran Susurluk'ta içilir” sözü ile her yerde söylenir olmuştur . Halk arasında da sevilen Şükrü Bey kendine öz yağlı Manda Yoğurdunu kullanarak yaptığı ayran ile yıllarca Ayrancı Şükrü olarak ün kazanmıştır.

Ayrancı Şükrü Bey, muhteşem ayranımızın yoldan geçen herkesi Susurluk’a çeken enfes tadıyla bu hikayenin hakkını vermeyi başarmıştır.

İlçede yüzlerce yıl öncesine dayanan hayvancılığın gelişimin bir sonucu olarak ortaya çıkan “Köpüklü Susurluk Ayranı” Şükrü beyin şanını bile değiştirerek, herkes onu “ Ayrancı Şükrü” olarak bilir olmuş